Bioderma ile Küba gezisi
Bioderma dermokozmetik ürünleri, Türkiye’deki başarılı Bioderma Bayi eczanelerini Küba gezisi ile ödüllendirdi. Geziye katılan yaklaşık 40 kişilik gurup uzun süredir Bioderma markasının turlarını düzenleyen Dilan Tur organizasyonu ile muhteşem bir Küba seyahati tatmış oldu. Dilan Tur yetkilileri Aksel Bey ve Işıl Hanım hem sıcak kanlılıkları hem de tecrübeleri ile geziyi mükemmelleştirmeyi başardılar. Işıl Hanım’ın daha önceden de bildiğimiz mükemmel İspanyolca’sı ve Küba’da uzun süre konaklamış olması da gezi grubu için büyük bir avantaj oldu. Yerel rehber ve Türkiye için benim ikinci vatanım diyen bayan Blanca da herkesin gönlünü fethetmeyi başardı. Cilt bakımı ve güneş ürünleri konusunda büyük başarı sağlayan bioderma markası , eczacı gezilerinde de oldukç başarılı organizasyonlar gerçekleştiriyor.
Gezi 9 Haziran 2014 pazartesi günü İstanbul-Paris aktarması ile Küba’nın başkenti Havana’ya uçuşla başladı. Paris’e yaklaşık 3 saat süren uçuş ardından 8 saatlik bir okyanus aşırı uçuşla Air France uçağı ile Havana’ya ulaşıldı. THY henüz Havana’ya doğrudan uçuş başlatmamış. Ancak yakın zamanda başlatması bekleniyor. Zira Küba Türkler tarafından oldukça sık ziyaret edilen ve Türkiye’nin iyi tanındığı bir ülke. Ülkeye girerken pasaport yerine vize kağıdına mühür basılmasını istemek gerekiyor. Çünkü standart uygulamada pasaporta mühür basılması nedeni ile ileride ABD vizelerinde sorun yaşayanlar olmuş. ABD resmi olarak halen Küba ile sorunlu ve Küba’ya gidip gelenlere vize vermemek sıkça başvurdukları bir cezalandırma yöntemi. Bioderma gurubunun Küba’da olduğu günlerde ABD’de yaşayan 5 Kübalı’ın casusluk suçlaması ile tutuklanmış olması Küba Halkının büyük tepkisini çekmiş durumda. Öyle ki neredeyse her Kübalı bir Türk gördüğünde tereddüt yaşamaksızın tanıyor. Satıcıların büyük bir kısmı çat pat Tükçe öğrenmiş bile. Arkadaş hoşgeldin, Turko, Turki, İstanbul, Galatasaray çok bilinen kelimelerden. Gezide ziyaret edilen yerlerden biri olan, hediyelik eşyaların ve yöresel sanat eserlerinin satıldığı halk pazarında bizleri hayrete düşürecek şekilde Türkler’e karşı büyük bir ilgi ve yakınlık olduğunu hissetmemek imkansız.
Küba ile ilgili ilk göz çarpan şeyler :
Küba ile özdeşleşmiş olan o eski Amerikan arabalarının yerini genelde Toyota, Hyundai, Lada vs gibi yeni otomobiller almış. Ülke turizme büyük önem veriyor ve bunun için Transtur adınd bir devlet şirketi kurulmuş. Yurtdışından gelen turistlere rehber ve araç hizmeti veriyorlar. Otobüslerin markası çoğunlukla YTONG ve Çin malı, ancak oldukça kaliteli ve konforlu olduklarını da belirtmek gerekir. Küba caddeleri iki taraflı tropikal ağaçlar ile çevrilmiş olduğundan otobüslerin tavanları ve özellikle klima eklentilerinin sık sık ağaç dalları tarafından dövülüp dalgın yolcuların yüreğini ağzına getirdiğini hatırlatmak isterim. Mercedes, Audi hatta lüks arazili araçlar görmek artık sıradan hale gelmiş. Ancak yerel halkın araç sahibi olabilmesi ve yaklaşık 3 TL olan 1 litre akaryakıta para yetiştirmesi oldukça zor. Ülkede rüşvet ve devletten bir şeyler çalmak sıradan hayatın bir parçası haline gelmiş. Özellikle puro fabrikalarında göz göre göre işçiler turistlere açıktan puro satıyor. bu konuyu ayrıca anlatacağım.Havana oldukça düzenli ve gerçekten temiz bir şehir. Şehirdeki bir çok yapı devrim öncesi yıllardan kalan Amerikan , Fransız ve İspanyollar tarafından inşa edilmiş. Yeni dönemde yapılan binalar olsa da Havana’ya asıl güzelliğini veren yapılar eskiden kalanlar. Şehirde geniş caddeler, parklar ve sık sık rastlanan geniş meydanlar göze çarpıyor.
Başkent Havana’yı akıllara kazıyan Devrim ya da diğer adı ile Özgürlük meydanı en geniş meydan. Burada Che Guavera ve diğer devrim kahramanlarının büyük figürleri binaların üzerine işlenmiş. Aynı zamanda devasa bir anıt ise Küba halkının çok sevdiği General Jose Marti için adanmış. Ülkenin yüzyılar öncesine dayanan , doğal yerel halkın yok edilmesi, sonra afrikadan köleler getirilmesi, kahve , tütün üretimi ,isyanlar, bağımsızlık mücadelesi ve sonunda komünist devrimle sonuçlanan uzun bir tarihi var. Amerikalıların devrim öncesi dönemde büyük önem verdiği , kumar ve fuhuş merkezine dönüştürdükleri bir yermiş Küba. Bu gün Küba’da ırk ayrımı gözetmeksizin bir çok farkı etnik gurup bir arada Kübalı üst kimliği altında barış içerisinde yaşıyorlar. Rehberimiz Blanca ülkede İspanyol, Fransız, Afrika kökenli ve diğer Avrupa insanlarından oluşan kozmopolit bir halk olduğunu ancak herkes için Kübalı olmak dışında başka bir kimliğin önem taşımadığını söylüyor. Öte yandan ülkede bir çok farklı dini inanışın bir arada yaşadığını ve geçmişte dine karşı soğuk bakan yönetimin bu gün her dini inanışa özgürlük tanıdığını , hatta yakın zamanda bir camii inşa edileceğini, bir çok müslüman ülkenin bu inşaatı finanse etmek istediklerini ancak Küba devletinin bu gibi harcamalarını kendisi yaparak , halkın tamamının sahiplenebileceği ve özgür ibadethanaler oluşturmayı hedeflediğini söyledi. Ülkede katolik, protestan, bapdist hristiyanları, ortodokslar ve az sayıda müslüman var. Küba halkı sıcak kanlı. Ancak halkın çok düşük gelir seviyesine sahip olması ve turistik mekanların halkın erişebileceğinden çok daha pahalı olması biraz, halk ile turistleri ayırıyor. Haziran ayı hem sıcak hem de yağışlı olabiliyor. Okyanustan yükselen su buharı kısa zamanda yoğun yağışlar bırakabiliyor. Yanınıza mutlaka güneş kremi almayı da ihmal etmeyin.
Adanın kuzey cephesi ABD’nin Florida eyaletine bakıyor ve aradaki mesafe 180 km. Bu nedenle komünist rejim ülkeden deniz yolu ile kaçışları önleyebilmek için kuzey sahilinde büyük tekneler ile balıkçılığı yasaklamış. Yine de küçük botlar ile zaman zaman kaçışların olduğu söyleniyor. Balıkçılık daha küçük tekneler ile yapılıyor ve lezzetli balıklar yemek mümkün. Ülkede domuz eti çok tüketiliyor. Ancak sığır hayvancılığı ve özellikle süt üretimi de gelişmiş durumda. Zira nemli tropikal iklim ülkede yemyeşil otlakları her zaman bereketli kılıyor. Pinar Del Rio Küba’nın kuzey şehirlerinden birisi. Pinar kelimesi Pinus yani Çam kelimesinden geliyor. Bu bölgede palmiyelerin yanısıra bolca çam ağacı görmek te mümkün. Ülkenin kalan yerlerine göre daha dağlık ve sık sık göze çarpan berrak gölleri ile muhteşem bir doğa alanı olan bu bölge turistlerin Havana’dan sonra en çok ilgi gösterdiği yerlerin başında geliyor. Burada tüm gurup doğal manzara ve ziyafetlerin yanında, nehirde yüzmenin ve dağda gerilmiş bir halat üzerinde yerel dile Canoby denilen şekilde 800 metrelik bir uçuş mecarasını yaşadı. Ayrıca Pinar Del Rio bölgesinde yüzyıllar öncesinde kahve tarlalarında çalışan kölelerin yaşadığı alanlar ve kahve işletmeleri gezildi. Günümüzde ise bu gölgede en çok tütün üretimi yapılıyor. Dağlarda yaşayan köylüleri bir araya toplayarak kurulmuş bir kooperatif köyünde okuldan dağılan öğrencilere kalem silgi gibi onlar için ço könem taşıyan şeyler dağıtan eczacılarımız oldu. Melia Cohiba :Bizler ve tüm dünya Küba ya da Cuba olarak yazıp okusak ta Kübalılar ülkeye Cohiba diyorlar. Havana’ya da Habana . Melia Cohiba bu gün için ülkenin en lükse oteli. 5 yıldızlı olsa da bizim ülkemize göre sıradan bir Akdeniz otelini aşamayacak bir konfora sahip bir otel. Ancak şirin ve konaklamaktan keyif aldığımız bir yer oldu. Sabah kahvaltılarında tropikal meyvelere doyduk diyebiliriz. Melia Cohibahemen Atlantik okyanusu kıyısında, kuzeye bakan bir konumda.
Küba müziği:
Küba için dans ve müzik hayatın en önemli parçalarından birisi. Her restoran ve her klüpte mutlaka geniş bir müzisyen kadrosu var. Sabah kahvaltısında dahi canlı müzik dinlemek mümkün. Küba sokak müziği batılı müzisyenlerin de yakında takip ettiği ve dönem dönem ilham almak için inceledikleri bir kaynak. Her bir müzik gurubu aynı zamanda kendi kayıtlarına ve CD’lerine sahip ve müziklerini icra ettikten sonra izleyenlere CD satışı yapıyorlar. Her gittiğimiz yerde Bessa mo mucho ve Guantana Mera parçalarını dinleyerek neredeyse ezberledik diyebilirim. Bu iki şarkı ülkede çok biliniyor ve söyleniyor.
Küba Puro sanayisi: Ülkenin en önemli gelir kaynaklarından birisi elbette tütün ve püro üretimi. Bir kaç ünlü fabrika mevcut. Tabi ki her şeyin olduğu gibi bu fabrikalar da devlete ait. Ancak ilginç şekilde bir de illegal puro sektörü mevcut. Fabrika gezileri bir turistik etkinlik olmanın yanı sıra , fabrika satış mağazalarında da yüksek fiyatlı purolar sunuluyor. Ancak aynı fabrikanın önünde, kaş göz işaretleri ile el altından yirmide bir fiyat ile aynı püroları satan kimseler var. Sizi alıp biraz ötedeki evlerine ya da sote yerlerine götürüp bir şekilde ele geçirdikleri puroları sunuyorlar. Aynı satış fabrikanın içinde tezgahta çalışan işçiler tarafından da yapılıyor. Göz göre göre yapılan bu yasa dışı satıştan , güvenlik görevlileri, rehberler dahil herkes nasipleniyor gibi görünüyor. Mağazada yapılan resmi satış bizim için dahi çok pahalı. Tanesi 20 €’ya kadar purolar var. Bu rakam bazı özel üretimlerde 40-50 hatta 100 €’yu bulabiliyor. Oysa simsarlardan bu fiyata 20 tanesini satın almak mümkün. Orjinaller kadar sahtesinin de satıldığı söyleniyor . Faturasız puro aldıysanız gümrükte sıkıntı yaşamanız ihtimali var. Çoğunlukla 50 adetin altındaki puro alanlara gümrükte evrak sorulmuyormuş. Puroda olduğu gibi diğer tüm tüketim malzemelerinde de ikinci bir karaborsa piyasası mevcut. Ülkede komünizm olsa da kayıt dışı bir serbest piyasa oluşmuş durumda. Elbette bu durum kayırmacılık, yolsuzluk ve yozlaşmayı beraberinde taşıyan bir çarpıklık. Halk fakir , ama dışarıdan bize mutlu gibi görünüyorlar. Rehberimizin de vurguladığı gibi , Küba insanı hiç bir işinde acele etmiyor. “Biz çok çalışkan değiliz” diyor. “Çünkü çok çalışsanız da kazanacağınız para değişmiyor, bu yüzden insanlar zaman içerisinde kendileriniz zorlamadan rahat ve tembel çalışmayı seçiyorlar.” Bu durum o denli göze çarpıyor ki , Kübalılar diğer ülkelere gitmeden önce bir eğitimden geçirilmeden adapte olamıyorlarmış. Fuhuş sektörü almış yürümüş desek kesinlikle abartmış olmayız. Turistlerin büyük kısmı gece klüplerinde bekleyen sıra sıra kızları alıp , neredeyse her yerde her evde bulunan devlet tarafından ruhsatlandırılmış kısa süreli konaklama odalarına alıp götürüyorlarmış. Maalesef çok genç yaşta bu duruma düşen kızların olduğu söyleniyor. Büyük idealler ile yapılan devrimden sonra ülke insanının bu duruma düşmesi ne kadar da utanç verici.
Cuc : Cubaan Convertable Pezos Küba para birimi .1 Euro 1.3 Cuc ediyor. Cuc özellikle turistlerin kullanımı için basılan bir para. Kübalılar bu parayı kendi hayatlarında kullanmıyorlar. Turistlerin yemek yedikleri, alışveriş yaptıkları , eğlendikleri yerler hep ayrı yerler. Ülkede Euro daha çok tercih ediliyor. Dolar pek makbul bir para birimi değil.
Bol bol İspanyol, diğer Avrupa ülkelerinden, Çinli turist görmek mümkün.